KANDİLLER UYDURMA MI:Kandiller ve tarih ALİ BULAÇ

Cumartesi ve pazartesi günkü yazılarımızda Berat Gecesi’nin Kur’an-ı Kerim ve hadisler açısından bir kritiğini yaptık.

Benzer bir kritik diğer dört gece (Mevlid, Regaib, Mi’rac ve Kadir Gecesi) için de yapılmalıdır ve esasında dikkatli bir çalışma yapıldığında, özellikle Türkiye’de her sene artık “dinin kesin bir emri, fıkhi bir vecibeymiş” gibi kutladığımız özel gecelerin aslında hem İslam’ın iki ana kaynağı (Kur’an ve sünnet) tarafından “kutsal” ilan edilmedikleri, “Kur’an’ın kendisinde indirildiği, bin aydan daha hayırlı ve meleklerle ruhun onda Rablerinin izniyle her bir iş için indiği” (97/Kadir, 1-4) ve bu özelliğiyle “mübarek/kutlu” olarak nitelendirilen (44/Duhan, 3) Kadir Gecesi’nin “mübarek” oluşunun diğer dinlerdeki “kutsallık telakkisi”nden çok farklı olduğunu görmüş olacağız.

Açık ki, dinde aşırıya gitmek makbul bir tutum değildir. Her şeyi, kendi tabii sınırları içinde ele almak, ne fazla ne eksik, Kur’an ve onun tebliğcisi Hz. Peygamber (sas) tarafından nasıl tebliğ edilip öğretilmişse, o kadarıyla almak gereklidir. Aksi halde kendimiz kendi ellerimizle dine müdahalede bulunmuş, işimize geldiği veya hoşumuza gittiği gibi dinde bazı ilave veya eksiltmelerde bulunmuş oluruz. Bizden önceki din mensupları da -ya kasıtlı veya iyi niyetle, ama- tam da bu şekilde dinlerini değiştirmişlerdi.

Bazı bilginlerin muhtemelen iyi niyetle zamanlarına ait bir maslahat gözeterek, ancak yeterince tahkik etmeden adına “kandil geceleri” denen gün ve gecelerle ilgili söyledikleri muhakkik âlimler tarafından eleştirilmiştir. Mesela İmam Gazali’nin “İhyau Ulûmu’d-Dîn” adlı değerli eserine aldığı rivayet ve nakiller bu türdendir. Gazali’nin “Bu gece her rekatta Fatiha’dan sonra 11 İhlas okunmak suretiyle kılınacak yüz rekat veya her rekatinde Fatiha’dan sonra 100 İhlas okunan 10 rekat namazın çok sevap olduğuna dair naklettiği rivayet” (İhya, I, 555 vd.) Zeynuddin el Iraki ve İmam Nevevi gibi âlimler tarafından uydurma olarak nitelendirilmiştir. Mevzu hadisler konusunda çalışması olan Aliyyu’l-Kari de, bu rivayetin uydurma olduğunu belirttikten sonra, Berat Gecesi namazının miladi 1010 (H. 400) yılından sonra Kudüs’te ortaya çıktığını söylemektedir.

Araştırmalar, kandil gecelerinin sonraki dönemlerde ihdas edildiğini ortaya koyuyor. Miladi IX. (H. III) yüzyılda yaşayan Fakihi, Mekke’de halkın Berat Gecesi’ni Mescid-i Haram’da namaz kılmak, Ka’be’yi tavaf etmek ve Kur’an okumak suretiyle ihya ettiğini söyler. XI. yüzyıldan itibaren Şam’da Emeviler Camii’nde Berat Gecesi’nde kandiller yakılmış, bid’at nitelendirilmesine rağmen bu âdet devam ettirilmiştir. İbn Kesir, “Halka Berat Gecesi’nde ilk tatlı dağıtan kişi Selçuklu veziri Fahrulmülk’tür.” der.

Osmanlılarda II. Selim döneminde (1566-1574), camiler aydınlatılıp minarelerde kandiller yakıldığı için bu gecelere (Mevlid, Regaib, Mi’rac, Berat, Kadir) “kandil geceleri” denilmiştir. (Nebi Bozkurt, Kandil md.; Halit Ünal Berat Gecesi md. DYA) Yukarıda değinildiği üzere bu gecelerde namaz kılınması, Kur’an okunması, dua ile Allah’tan af ve bağışlanma istenmesi, İslami bilginin artırılması amacıyla sohbet toplantılarının düzenlenmesi kuşkusuz güzeldir. Şaban’ın 15. gecesiyle ilgili Müslim’de yer alan Hz. Aişe’nin hadisi bu gibi tutum ve davranışları teşvik eder.

Ancak bu çerçeveyi aşan kutlama ve seremonilerin sakıncaları da yok değildir. Dinin, yılın belli başlı birkaç gecesine hasredilmesi; modern toplumdaki tüketime ve pagan seremonilere hizmet etmek üzere icat edilen günlere veya Yahudilik ve Hıristiyanlıktaki bazı gün ve özel kutlamalara nazire olsun diye İslam’da olmayan âdetlerin ihdas edilmesi; dinin bu gecelerde şekilden ibaret ritüellere dönüştürülmesi sağlıklı bir tutum değildir. Bazı zamanlara, gün ve gecelere Kur’an’ın ve Peygamber’in atfetmediği kutsallıklar atfetmek de dinin tasvip ettiği bir usul ve tutum değildir.

27/09/2005 ZAMAN GAZETESİ

Yorumlar

semazen dedi ki…
Merhaba!Ferdi olarak hepimizin kabahati vardır,fakat toplum olarak ittifak halinde yapılan bir takım hal ve hareketler ve hatta ibadetler hata ve yanlış değildir.Buna kaynak HADİS:(MÜMİNLER HATADA İTTİFAK ETMEZLER SAV)Yani milyarca müslümanın toplu olarak aynı gün ve geceyi ittifak halinde mübarek (KANDİL)olarak geçirmeleri yanlış ve hata değildir.Kaldıki böyle mübarek gün ve geceler insanları birbirleriyle kaynaştırıp,yakınlaştırmakta ve dolayısıyla ALLAH'A ve RASULÜNE yakınlaştırmaktan başka ne işe yarar sorarım size.Öğleyse bırakalım lütfen bu gece kandil değilmiş,şu gece mübarek değilmiş,lakırdılarını da ALLAH ve RASULÜNE yakınlaştıran bu güzel geceleri bize verilen birer fırsat bilelim ve ona göre hareket edelim.İyi çalışmalar...
Adsız dedi ki…
Yanlıştır, efendim. 1 milyar hindu var diye; çok tanrıcılık nasıl doğru değilse İslama bidat katmak da doğru değildir.
semazen dedi ki…
Allahı anmak ibadet etmek ne zaman bidat oldu.Siz bildiğinizi yapın.Biz milyarlarca müslümanın ehli sünnet anlayışına ve uygulayışına karışmayın..Yazmıştım tekrar yazıyorum "Müminler hatada ittifak etmezler" buyuruyor kainatın efendisi sav.Kimse Allahlık taslamasın kaldıki ALLAH azze ve celle takaddes hazretleri (sizin deyiminizle) "YANLIŞ BİR GECEDE BANA NEDEN İBADET ETTİNİZ,BENİM HABİBİMİ NEDEN ANDINIZ VE ONU SEVDİNİZ BİRLİKTE TEVHİD HALİNDE NEDEN KENETLENİP DUA ETTİNİZ EY KULLARIM BUNUN İÇİN GİRİN BAKALIM CEHENNEMİME"diyeceğinimi zannediyorsunuz?Benim Allahım bunu demez İnşaallah... ama sizin tasavvur eddiğiniz Rab, ceza Allahı, despot Allahı ise onu bilemem vesselam.....

Popüler Yayınlar