BİR ŞAKİRTTEN :ŞAKİRTLİK NEDİR? (2)
Barış Müstecaplıoğlu
YEMEK DOLABI HER DAİM DOLU
Devlet yurtlarında kalan şakirdler, istişare yaparken cemaat dışından bir öğrenci içeri girerse otomatikman konuyu değiştirirler. Başkalarının yanında hassas konuların açılmamasına azami özen gösterilir. Bu çocuklar belli bir süre yurtta hizmet ettikten sonra, sosyal hayattan daha soyutlanmış yaşayacakları, Gülen'in kitaplarını ve risaleleri daha yoğun okuyacakları cemaat evlerine alınırlar, oradaki şakirdlerle görev değişikliği yaparlar. Böylece kimsenin ruhani atmosferden uzun süre ayrı kalmasına, çevresel faktörlerden etkilenmesine izin verilmez. Yurtlarda genelde bir iki oda şakirdlerin kontrolünde olur, merkez kabul edilir. Esnafın parasıyla yemek dolabı her daim dolu olan, genelde halıfleks kaplatılan bu odalar çoğu zaman yurtların en şık odalarıdır. Diğer odalara ise bir iki şakird yerleştirilir, onlar sayesinde oralarda kalan müspet öğrenciler tespit edilir, merkez odalara kahvaltıya ve sohbete getirilmeleri sağlanır. Birçok öğrenci için cemaat odalarında düzenlenen zengin kahvaltı sofraları çok güçlü bir mıknatıstır. Hizmet'le ilk tanışma genelde böyle olur.
Her şeyden önce kişinin müspetlik (kazanılmaya uygunluk) derecesi belirlenir. Uzun süre arkadaşlık edilerek karakteri, ailesi, hayattan beklentileri hakkında bilgi toplanır. Psikolojik ya da maddi ihtiyaçları olan, yaşadığı hayattan memnun görünmeyen, küçük şehirlerden büyük şehirlere gelmiş ve bir yere sığınmaktan mutlu olacak, yalnızlık çeken, ailesi ayrı olup ana/baba ilgisine muhtaç, yakınlık gösterilmesinden etkilenecek kişiler müspet kişilere örnek sayılabilir. Bu insanlar dini konulara karşı pek sorgulayıcı değillerse, tartışmaya, kendi fikrinde ısrar etmeye heves göstermiyorlarsa, kabullenmeye alışıklarsa müspetlik dereceleri daha yüksektir. Hele bir de en azından cuma namazlarına gidiyor, oruç tutuyor, belli bir ölçüde de olsa dindarlarsa en rahat kazanılabilecek kişiler sınıfına girerler. Diğerleri, sorgulayan, kendi ayakları üstünde duran, Müslümanlığı bireysel yaşayan ya da dini konularda hassas olmayan çocuk ve gençlerle çok daha yavaş ilerlenir. Rahatsız olabileceklere cemaat ve örgütlenme konusu hiç açılmaz, sadece Hizmet'e sempatik bakmaları sağlanmaya çalışılır. Bunun için yurtdışındaki okullar ve gazetelerde Hizmet hakkında çıkan övücü yazılar en önemli araçlardır. Cemaati ve Gülen'i öven ünlü kişilerden örnekler verilir, 'böyle kişiler bile destekliyorsa sen ne demeye uzak duruyorsun' düşüncesi aşılanır.
DETAYLAR RAPORLANIR
Gülen cemaati bir öğrenci hareketi olsa ve ağırlıklı olarak insanları çocuk yaştan kazanmaya odaklansa da, şakirdler girdikleri her ortamda, tanıştıkları herkesi müspetlik açısından değerlendirir ve kişiye özel taktiklerle kendi yaşadıkları sürecin bir parçası yapmaya çalışırlar. Gazeteci gazeteciyle, sporcu sporcuyla, öğretmen öğretmenle, herkes kendi aile ve arkadaş çevresiyle hizmet deyimiyle 'ilgilenir.' Hayatın her alanında söz sahibi olmak esastır. Bütün bu süreçler, haftalık istişare toplantılarında üst düzey abilerle konuşulur, tartışılır, kime nasıl yaklaşılacağı, kimden nasıl faydalanılabileceği konusunda beyin fırtınaları yapılır. Raporlar tutulur, ödevler verilir. 'Birlikte sinemaya gittik, ödevlerine yardım ettim, bu hafta iki kez benimle namaz kıldı' gibi en ufak detaylar bile raporlanır.
İşte tüm güzel yanlarına, devletin yurt sağlayamadığı çocuklara el uzatmalarına, şiddetten uzak insanlar yetiştirmelerine rağmen, cemaatin ciddi bir değişime ihtiyaç duyduğu konulardan biri bu taktiklerdir. İnsanlara dürüst davranmaya başlamadıkları, niyetleri kendilerince ne kadar iyi olursa olsun çocuklara 'taktiklerle' yaklaştıkları sürece, farklı düşünenlerle barışmaları mümkün olmayacak. Bu yüzden bunu en çok kendilerinin sorgulamaları gerekmekte.
ÖĞRENCİLERE HAYATLARINI ADARLAR
DEVAMI
Yorumlar