BİR ŞAKİRTTEN :ŞAKİRTLİK NEDİR 5:BİR CEMAAT BİNLERCE HAYAT

Fethullah Gülen cemaati, başta medya olmak üzere kendilerine yönelen eleştirilere karşı çok hassastır. Peki sormak gerekir: Bu kadar büyük bir topluluğun bilinmesinde ve anlatılmasında kamu yararı yok mudur?

Eleştirilere karşı çok hassas bir CEMAAT


Bugün cemaatin, taraflar arasındaki gerginliği sona erdirmek adına sorgulaması gereken bir yönünden bahsetmek istiyorum. Eleştirilmeye aşırı kapalı olmaları. Çoğu zaman söyleneni dinlemeden, anlamaya çalışmadan, standart savunma cümleleri sarf etmeleri. Bu cümlelerin çoğu, eleştirilen konu bununla hiç alakalı olmasa bile, Fethullah Gülen'in ne kadar iyi bir adam olduğu, yurt dışındaki okulların bu ülkeye ne kadar değer kattığı etrafında döner. Derdinizin Gülen'le ya da şakirdlerin karakteriyle değil, cemaatteki bazı süreç ve yöntemlerle olduğunu anlatmakta zorlanırsınız. Cemaati anlamaya çalışarak geçen dört yılda yaşadıklarım ve şahit olduğum tartışmalarla, bu yazı dizisine gelen tepkiler ne yazık ki birebir örtüşüyor. Bu hassasiyetleri birçok şakirdin cemaati benimsemeyen insanlarla sağlıklı bir iletişim kurmasına engel oluyor. Bu da iki tarafın her geçen gün biraz daha kutuplaşmasına, birbirine düşman gözüyle bakmasına yol açıyor. Aşağıda bu konuya örnek göstermek istediğim iki e-posta var. Dileyen gazetenin internet sitesinde, birçok benzer mesaj bulabilir. Normal zamanlarda kibarlıklarıyla şaşırtan şakirdlerin önemli bir bölümü, ne yazık ki Hizmet'le ilgili konular sorgulandığında bir anda değişiverirler. Kendi inançları ve yaptıkları için sürekli 'insan hakkı' diyenlerin, farklı düşünmenin de bir insan hakkı olduğunu görmeleri gerek.

ÇIKAR BEKLENTİSİ ARAMAYIN

Bir şakirdin tepkisi kolay kolay şiddete dönmez, bunu özellikle vurgulamak isterim. Ülke ortalamasına göre fazlasıyla sakin insanlardır, hatta bu yönleri diğer İslami oluşumlardan tepki almalarına neden olur. Umarım bu özelliklerini hiç kaybetmezler. Ama hemen her eleştiriye yapılan bu 'sözel tacizler' farklı düşünenlerin tedirgin olmasına yol açıyor. Bu yüzden de ülkedeki gerginliği artırıyor. Böyle duygusal tepkilerin, cemaate ilgilenilme süreci sonunda bağlanmanın bir yan etkisi olma ihtimali yüksek. (Abiler bana çok iyi davranıyor, bana çocuklarından iyi bakıyorlar, Hizmet'e minnet duyuyorum. Tek laf söyletmem.) Çünkü genelde o gruptaki şakirdlerden geliyorlar. Ayrıca cemaat medyası tarafından sürekli pohpohlanmaları, çağımızın kahramanları, ışık süvarileri gibi görkemli iltifatlar duymaya alışmaları, 'İyisiniz hoşsunuz ama' ile başlayan cümlelerden bile rahatsız olmalarının, en yumuşak eleştiride bile çıkar beklentisi aramalarının sebebi olabilir.

ÇÖZÜM ABİLERDE

Gene de sorunu tespit edip çözümü cemaatin abilerine bırakmak en iyisi. Hizmet felsefesini düşünüp taşınmış, bu oluşuma önceki yazılarda aktardığım 'adam kazanma taktikleriyle' değil özgür iradesiyle katılmış şakirdlerle (ilk yazıyı kaçıranlar için onların varlığını tekrar hatırlatıyorum) bu tür sorunlar yaşanmaz, ama cemaatte yerleşik olmuş bu süreçler yüzünden azınlıkta kalırlar.




Niye iki aşırı uçtan biri olsun?

Şakirdlerin ikna ve savunma yöntemleri arasında, toplumdaki olumsuz olayları örnek göstermeye de sıkça rastlanır. 'Çocuklarımız seksenlik nineye tecavüz edeceğine, alkol bağımlısı olacağına cemaatlere girsin, hayatını dine adasın' düşüncesi hararetle savunulur. Büyük çoğunluğu bunu art niyetle değil, tek yolun cidden bu olduğuna inanarak yaparlar. Ama niye iki aşırı uçtan biri olsun sorusuna yıllardır cevap alamadım. Evet, okullarda ve gençliğin bir kısmında çürüme olduğu doğrudur, buna karşı bir şeyler yapmamız şarttır, ama hayat, bunu çözmenin tek yolunun dindarlık ya da misyonerlik olmadığını sayısız örnekle göstermekte. Gün gelir İslami kesimin önde gelen yazarlarından Ahmet Taşgetiren, kendisi şakird olmamakla birlikte, şakirdliğin bazı yönleri sorgulanırken şöyle sorabilir:

Sonuçta bunu yapan da genç bir insan ve muhtemel ki bir süre öncesine kadar kendisi de, elinden tutulup bazı insani-islami duyarlılıklarla buluşturulmuş bir insan... Bir insanın 'Ben güzel duygularla buluştum, başkalarının da buluşması için küçük bir katkım olmalı' gibi bir misyon duyarlılığına yönelmesi neden kötü olsun? Bu durum, bireyci, benmerkezci, hedonist, cinsellikten öte dünyası olmayan, bohem, uyuşturucu, alkol tutkusuna gömülmüş bir hayata yönelmesinden daha mı kötü?

Taşgetiren'e cevap

Bir dine inanmak ya da inanmamak insan hakkıdır. Ama insanlar 'dini yaymak için hayatını adayanlar' ve 'uyuşturucu müptelaları' şeklinde ikiye ayrılmaz. Taşgetiren'in çevresinde sadece bu iki insan tipi varsa, kendisi için üzülürüm doğrusu. Hayat gazete manşetlerine çıkan aşırı örneklerden ibaret değildir. Ayrıca gençliğin bir bölümünde hepimizi rahatsız eden yozlaşmanın, eğitim sistemini 'gerçek bir sistem' haline sokmakla, okulları, sorgulayan insanlar yetiştiren kurumlara dönüştürmekle önlenmesi de mümkün. Yeter ki 'tek yol bizim yolumuz' demeyelim.

Yazarın notu

İki gecemi yüze yakın ileti yanıtlayarak geçirdikten sonra uykusuz gözlerle ve baş ağrısıyla aynaya baktığımda halime gülümsedim. Yarından itibaren e-postaları sadece okumakla yetineceğim, büyük bölümü aynı şeyleri sorduğu için, yazı dizisinin içinde, ayrı bir bölüm halinde toplu olarak cevaplayacağım. Bu yazı dizisinin amacı, bilgilerin kaynağı, beni kaç paraya satın aldıkları, bunun bir darbeye ön hazırlık olup olmadığı (!) gibi merakları bu şekilde gidermeyi umuyorum. Ayrıca son gün yazı dizisi hakkında gelen -olumlu olumsuz- yorumların bir bölümünü sizlerle paylaşacağım. Bazıları kimi gözlemlerimi tam istediğim gibi yansıtamadığımı gösteriyor. Detay konular da olsa bunları da o gün düzelteceğim. Fotoğraflar ya da manşetler konusunda eleştirilerinizi gazete yönetimine iletmenizi rica ederim. Benimle ilgili değil.




OKUR TEPKİLERİ

SENDEN DAHA YALANINI GÖRMEDİM
Bİr kere para için her şeyi yaparsın nasıl ihanet edebiliyorsun üniversite hayatını geçirdiğin mekanlara! Bir kere senin yazılarını bizden başka okuyan yok bunu bil...! Hem bugün söylediğin üniversiteli ve liseli öğrencler seni doğrulamazlar, onlar seni okumaz bile...! Böyle cemaat hakkında yazı yazınca eline paradan baska ne gecti? Aksam gazetesi seni yazarlar kısmına bile almamıs hahahaha cok komik...! Sen bir hiçsin anlayacağın ben üniversite öğrencisiyim ve cemaatte kalıyorum. Rahatsız mı oldun :) Çoook memnunum MFG'yi (Muhammet Fethullah Gülen) çok seviyorum...! Bediüzaman'ı da aynı şekilde. Paraya ihtiyacın olduğunu soyleseydin bizim esnaf abiler sana burs verirdi, tamam mı depresif insan! Aslında sana çok şey yazmak istiyorum ama sen hiçbirine layık değilsin...! Seni esefle kınıyorum.

'KARANLIĞI SEÇTİN' Gerçekten aklın başında olsa 7'den 70'e bu okulları, müesseseleri, burada canları pahasına çalışan ve bunu sadece ve sadece Allah rızası için yapan hizmet eri insanları ve bunu Allah'ın inayet ve keremiyle ve Resulullah Efendimiz'in desteği ve müjdesiyle teşvik eden Hocaefendiye bırak dil uzatmayı, minnettar kalırsın. Rabbim seni seçmiş almış o ortamlara koymuş ama kıymetini bilememişsin! O, yerden yere vurduğun insanlar seni esfel-i safilin'den çekip kurtarmaya çalışırken sen bile bile onların kurtarıcı ellerini bırakıp karanlıklara yuvarlandın! Apaydın olmak varken karanlığı seçtin. Öteki dünyayı boyladığında anlayacaksın anyayı Konya'yı! Sen aslında bu kitabınla Türk düşmanı olduğunu gösteriyorsun...

Yorumlar

Popüler Yayınlar